Zeka Oyunları Eğitmen Eğitimi Başladı!

Elemelerin GriCeviz’le yapıldığı, Türkiye Zeka Vakfı tarafından Milli Eğitim Bakanlığı öğretmenlerine 25-29 Ağustos ve 2-6 Eylül tarihlerinde verilen Zeka Oyunları Eğitmen Eğitiminin ilki başladı!

Ön eleme sürecinde GriCeviz oynayarak yarışan binlerce öğretmenden dereceye girenlerin eğitimlerine başlandı. Seçme sürecinden sonra eğitim sürecinin de önemli ayaklarından biri olan GriCeviz’de, seçilen öğretmenlere özel oluşturulan etkinlikte öğretmenlerimiz bu kez de kitap ödülleri ve başarı sertifikası için zihin egzersizleri yapıyor.

Eğitime seçilen tüm öğretmenlerimizi tebrik eder, başarılı bir eğitim süreci dileriz.

Read More
26 August 2019

GriCeviz Meslekİlgi Modülü İlk Kez Duyuruldu!

GriCeviz Ailesi’nin yeni üyesi “GriCeviz Meslekİlgi Modülü” İzmir Gelişim Koleji ev sahipliğinde gerçekleştirilen lansman etkinliğinde ilk kez duyuruldu.

Açılış konuşmalarını Halıcı Bilgi İşlem A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Emrehan Halıcı ve Gelişim Koleji Kurucu ve Genel Müdürü Serdar Öner’in gerçekleştirdiği etkinliğe GriCeviz Projesi’nin Akademik Kurulunda yer alan Prof. Dr. Ferhunde Öktem, Prof. Dr. Soner Yıldırım, Prof. Dr, Oya Yerin Güneri, Doç. Dr. Yeşim Çapa Aydın, ve Dr. Öğrt. Üyesi Serap Yıldırım katılım sağladılar.

GriCeviz Meslekİlgi Modülü’nün geliştirme süreci ve işleyişi hakkında bilgiler Prof. Dr. Oya Yerin Güneri tarafından paylaşılırken, GriCeviz Bilişsel Beceri ve Zihinsel Gelişim Platformu mobil uygulaması Prof. Dr. Soner Yıldırım tarafından anlatıldı. Meslekİlgi Modülü’nün kullanımı, uygulamalı olarak GriCeviz Ekibi tarafından gösterildi.

Etkinliğin öğleden sonraki oturumunda Emrehan Halıcı, Prof. Dr. Ferhunde Öktem ve Prof. Dr. Soner Yıldırım tarafından GriCeviz uygulamaları ve eğitim konularında keyifli bir sohbet gerçekleştirildi.

GriCeviz Meslekİlgi Envanteri’nin lansman etkinliğine ev sahipliği yapan İzmir Gelişim Koleji Ailesine tüm destekleri ve misafirperverlikleri için teşekkür ederiz.

Alanının önde gelen akademisyenlerinin danışmanlığında, uzman bir ekip tarafından geliştirilen GriCeviz’in yeni modülü Meslekİlgi Envanteri, 2020 yılının ilk aylarında kullanıcılarıyla buluşacak.

Read More
21 August 2019

Beynimizin Yüzde Kaçını Kullanıyoruz?

Hayatınızda mutlaka bir kez dahi olsa birisi size beyninizin sadece %10’unu kullandığınızı söylemiştir. Bu, fen bilgisi öğretmeniniz de olabilir arkadaşınızda. Sadece Türkiye’de değil diğer ülkelerde de çok yaygın olan bu inanışın bilimsel bir gerçekliği yok.

 

2014’de yayınlanan Lucy adlı filmde, ilaç kullanarak beyninin kalan yüzde doksanını kullanan bir kadın doğaüstü yeteneklere sahip olmuştu. Amerika’da insanların yüzde altmış beşi, fen bilgisi öğretmenlerinin yarısı insanların beyninin yüzde onunu kullandığını düşünüyor. Daha ilginci ise 1998 yılında yapılan bir çalışmaya katılılan psikoloji öğrencilerinin 3’te 1’inin bu inanca sahip olduğu ortaya çıktı. Peki bu inanç niye bu kadar yaygın?

 

1890’larda, William James, “Çoğumuz zihinsel potansiyelimizi kullanmıyoruz.” demişti. James’in niyeti, beynin kullanımına dair bir kısıtlama değil, insanları beynini daha çok kullanmaya zorlamaktı. Harvard psikoloğu olan James’I yanlış yorumlamak bir asırdan fazla süre gelen bir kavram yanılgısına yol açtı.

 

Bu kavram yanılgısını bilimdeki başka düşünceler de beslemiş olabilir. Nöronların beynimizin %10’unu oluşturuyor olduğu inancı bu yanılgıya yardımcı olmuş olabilir. Ayrıca bilim insanları uzun süre boyunca bizdeki ön lopların ve yan loplardaki geniş bir alanın amacını anlayamadı. Hasar görmeleri, motor ya da duyusal kayıplara neden olmadığından, uzmanlar hiçbir işe yaramadıkları sonucuna vardılar. Onlarca yıl bu bölgeler işlevlerinin tanımlanması zor olan sessiz bölgeler olarak adlandırıldı. O zamandan bu yana, yeni beyin görüntüleme yöntemleri ile bu bölgelerin yönetici ve bütünleştirici yetenekleri vurguladığını öğrendik. Bu bölgeler, soyut akıl yürütme, tasarlama, karar kıyaslaması ve durumlara uyum sağlama için çok önemli.

 

Beynin 9/10’unun kafatasınızın içinde öylece beklediği düşüncesi, beynin nasıl enerji kullandığı hesaplandığında mantıklı değil. Beynimiz vücudumuzun %2’sini oluştururken enerjimizin %20’sini harcar. Diğer canlılara oranla oldukça fazla enerji tüketen beynimizin sadece 1/10’unu kullanması mantıklı değil.

 

Beynimizin harcadığı enerji oranı, gelişen beyin görüntüleme yöntemleri ve bilimsel çalışmalar beynimizin sadece %10’unu kullanmadığımızı açıkça gösteriyor.

Kenneth L. Higbee & Samuel L. Clay (1998) College Students’ Beliefs in the Ten-Percent Myth, The Journal of Psychology: Interdisciplinary and Applied, 132:5, 469-476, DOI: 10.1080/00223989809599280

Read More
19 August 2019

Albert Einstein’ın Beyin Yapısı Diğer İnsanlardan Farklı mı?

Albert Einstein dünyanın en zeki insanlarından biri. Peki bu zeka, beyin yapısında bir farklılık oluşturmuş olabilir mi?

Florida State Üniversitesi’nde bir antropolog Einstein’ın beyni hakkında bir çalışma başlattı. Bu çalışma, Albert Einstein’ın beyninin çoğu insanınkinden farklı olduğu gerçeğini ortaya çıkardı. Bu farklılıklar, Einstein’ın zamanın doğası ve uzay hakkındaki benzersiz keşifleriyle bağdaştırıldı. Araştırma için Einstein’ın beyninin ölümünden hemen sonra çekilen ama daha önce detaylı analiz edilmeyen fotoğrafları kullanıldı. Fotoğraflar; Einstein’ın beyninde bulunan prefrontal korteksin (beyinde bulunan ve soyut düşünme için önemli olan bir bölüm), normal bir insanın prefrontal korteksinden çok daha karmaşık bir düzene sahip olduğunu gösterdi. Başka bir deyişle, Einstein’ın beyni diğer insanların beyninden çok daha farklı görünüyor.

Bu Einstein’ın beyninin ölümünden hemen sonra 1955 yılında çekilmiş bir fotoğrafı. Bu fotoğraf üzerinde yapılan çalışmalar, Einstein’ın prefrontal korteksinin diğerlerinden olan farkını daha açık bir şekilde ortaya çıkarmıştır.

Yapılan çalışmalar sırasında Einstein’ın beyni farklı insanlara ait 85 beyinle karşılaştırıldı ve Einstein’ın prefrontal korteksindeki kıvrımların diğer beyinlerden çok daha farklı olduğu gözlemlendi.

Einstein’ın beyni nasıl bu kadar detaylı incelendi?
Einstein, 1955 yılında hayatını kaybettikten sonra patalojist Thomas Harvey tarafından otopsi yapıldı. Otopsiden sonra Einstein’ın beyni formalin içine koyuldu ve bu şekilde muhafaza edildi. Farklı uzmanlar tarafından gözlemlenebilmesi için beynin onlarca farklı açıdan fotoğrafları da çekildi. İncelemeler sırasında Einstein’ın beyni 240 ayrı parçaya bölünerek her bir parçadan ayrı doku örnekleri alındı. Bu doku örnekleri dünyanın pek çok farklı yerine gönderildi ve uzmanlar tarafından incelendi.

Uzun çalışmalara rağmen Einstein’ın beyniyle ilgili detaylı bilgiler ilk 30 yıl boyunca ortaya çıkartılamamıştı. Daha sonraki yıllarda; beynin iki bölümünde, her bir nöron ve hücre için alışılmadık kadar çok glia (beyinde bulunan bir sinir hücresi) bulunduğu saptandı.

Einstein’ın Berlin’deki ofisinde 1920 yılından bir fotoğrafı.

Einstein, günümüzde en çok tanınan bilim adamlarından biri. Soyut konulardaki çeşitli düşünceleri, özellikle de genel ve özel görelilik teorileri, herkesin uzay ve zaman hakkındaki düşüncelerini derinden etkiledi. Einstein’ı özel yapan noktalardan bir diğeri de zamanın göreceliliği gibi başkalarının araştırmaya ve düşünmeye cesaret edemeyeceği konularda çalışmış olması.

1947 yılında, 68 yaşındaki Albert Einstein.

Einstein’ın evren hakkındaki görüşleri ve soyut düşünme yeteneği, onun modern fiziğin babası ve 20. Yüzyılın en etkileyici fizikçisi olarak kabul edilmesinin nedenidir. Einstein’ın beyni üzerinde yapılan tüm bu çalışmalar bize gösteriyor ki düşünmek, araştırmak ve çalışmak insan beyni üzerinde gerçekten fiziksel değişiklikler yaratabiliyor.

Read More
7 August 2019